22 Temmuz 2011 Cuma

Bugünkü planım Otelin balkonundan gördüğüm manzara ya yakından bakmaktı. Yani Isla, Birgu, Bormia, Kalkara ve Rinella gibi yerleri görmek. Peki ne oldu. Otobüs beklememek için kalkmak üzere olan  başka bir otobüse bindim. Bindiğim otobüsün son durağı Cirkewwa. Ordan Gozo ya vapur var. Yani Maltanın üstündeki ada (arada bir tane ada var ama önemli değil) bir buçuk saat süren yolculuğun ardından yeter bu kadar diyerek Bugibba diye bir yerde indim otobüsten. Madem bu kadar geldim bir yemek yiyeyim dedim. Aa o da ne Mc Donald’s ın ta kendisi. Girdim içeri yemeğimi yedim ve geri dönüş yolculuğuna başladım. Adanın o kısımlarında görülcek pek bir yer yok zaten. Sanırım bir tane kale vardı dağlık bir yerin dışında, başkada bir şey yok. Bundan çıkardığım tek kazanç bir tane daha bardağım oldu.

  Otel odasına dönüp biraz dinlendikten sonra asıl amacımı yapmak üzere yine terminale döndüm. Bindim otobüsüme başladık yolculuğa. Sanki biliyormuşum gibi “gelmiş olmalıyım” diyerek indim otobüsten cebimdeki haritayı çıkardım baktım benim gideceğim yere daha varmış. Yine otobüs beklemeye başladım ama fazla beklemeden geldi farklı bir numaradaki otobüs. Bindim ve sonunda ulaştım Isla ya. Isla nın uç kısmından görülen manzara süper.  Ordan yürüyerek Birgu ya geçtim. Yalnız şunu belirtmek isterim ki Maltanın çoğu siesta yapıyor. Yani öğlen 4 saat dükkan kapatıyor. Bazıları ise hiç açmıyor o saatten sonra. Buna bakkallar da dahil. Güneş tepemde susamışım ve açık bakkal yok. Döneyim o zaman dedim. Otobüslerde klima öyle bir açık ki susuzluğuna çare bile oluyor. O umutla otobüs bekledim güneşin altında tam 20 dk. Otobüsten indikten sonra da yaptığım ilk iş 70 cent vererek buz gibi yarım litrelik su aldım. Otele kadare idare etti beni. Malta da 1.5 lt su yok. Ama daha iyisi var 2lt lik su. O da 1.5 euro. 2lt lik su da 2 gün idare ediyor. Birde o suyu 10 euro sandığım an var ama neyse. Bu arada insanlar cent demiyor. Mesela küçük su için seventy diyor. Büyük su için one euro fifty diyorlar.

  Akşama doğru büyük bir pratik yaptım. Yanıma İsveçli bir bayan geldi. Adı Şaştim diye telafuz edilen onunla bir saate yakın oturduk konuştuk. Bugün Gozo ya gitmiş oraları anlattı bana tavsiyede etti. İşi nedeniyle yanımdan ayrılınca zaman kaybetmeden bir İngiliz le konuşmaya başladım. Onun ki kısa sürdü. Kız arkadaşı bugün içmesini istemiyormuş. Sevgilisi uyurken bir bira içmek istemiş. Birası bitene kadar muhabbet ettik. İsteği üzerine ona Türkçe küfür bile öğrettim.

  Akşam ise yine meydana gittim 1-2 saat oturdum. Orası sakin güzel bir yer. Saatlerce oturasın geliyor. Otelime döndüm daha da çıkmam bugün.

Sevgilerle …

2 yorum:

  1. olmuş:) do you speak şakır şakır english ha? öğrettğn kfr neydi lan?:)

    YanıtlaSil
  2. başlık at bi zahmet dene dene nere kadar artık DENEME:)

    YanıtlaSil